''SINIR''SIZ OLMAYIN, ''SINIR'' SİZ OLUN

''SINIR''SIZ OLMAYIN, ''SINIR'' SİZ OLUN

28.12.2023 178

Kıymetli velilerim;

Bu yazımda sizinle ‘’sınırlar’’ hakkında sohbet etmek istiyorum. Çocuklara ‘’sınır koymak’’ denildiği zaman bazen ebeveynlerin aklına mesafe koymak, uzak durmak geliyor olabilir. Ancak bu tamamen yanlıştır. Aslında sağlıklı sınır koymak, çocuk ile ebeveyn arasındaki mesafeyi azaltır. Öncelikle şunu bilmek gerekir: Çocuklar, sınırsız özgürlükten hoşlanmazlar. Yönünü kaybetmiş kaptansız bir gemi gibi hissedebilirler. Bu geminin kaptanı -çocuklarınız olgunlaşıp kaptan olana kadar- sizsiniz. Tehlike gördüğünüzde dümeni güvenli sulara çevirmeniz gerekir. En ufak dönüşler, koskocaman gemilerde büyük yön değişimleri sağlar. Tıpkı ebeveynlerin çocuklarına ufak dokunuşlarının uzun vadede büyük değişimlere yol açması gibi.  Bu gemiyi kaptansız bırakmamanın, yön vermenin yolu ise sınır koymaktan geçer. Peki, sağlıklı sınırları nasıl koyabiliriz dediğinizi duyar gibiyim. Haydi, gelin sağlıklı bir sınır için neler yapabiliriz bakalım…

Sınırlar, çocukları tehlikelerden koruyan görünmez çizgilerdir. Kendi haklarının ve sorumluluklarının nerede başlayıp bittiğini fark etmelerini sağlar. Kendi varlıklarının ve sınırlarının farkında olan çocuklar kendileri dışında dünyada olup biten şeyleri daha kolay algılayabilirler. Ebeveynler kuralları, beklentilerini, toplumun beklentilerini öğretmekle etkili sınır koymayı başarabilirler. Kural koyarken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Birincisi, kuralların net ve anlaşılır olmasıdır. Kurallar karmaşık olduğunda çocuklar kuralı anlamaya çalışırken uygulamayı unutabilirler. Çocukların yaşlarına ve gelişim seviyelerine uygun ifadelerle kuralları anlatmak gerekir. Anladıklarından emin olunduktan sonra kurallara uymaları beklenmelidir. İkincisi, kuralın birlikte koyulmasıdır. Yalnızca tek ebeveynin kural koyması sağlıklı sınır koymayı zorlaştırır. Ebeveynler ve çocuğun da katılımı ile kurallar ailecek konulmalıdır. Kural koyma sürecine çocuk da katıldığında, koyulan kurallara uyma motivasyonu artacaktır. Üçüncüsü, kuralların tutarlı ve istikrarlı biçimde uygulanmasıdır. Bazen uygulanıp bazen unutulan kurallar çocukta kuralların çiğnenebildiği algısını oluşturur. Ya da ebeveynlerden birinin kuralları esnettiğini gören çocuk, bu boşluğu hemen değerlendirmeye çalışacaktır. Koyulan kurallara ailecek uyulmalıdır. Kural koyulurken ebeveynlerin de uyacağı şekilde olursa, çocuklar kuralların sadece kendilerine değil herkese geçerli olduğunu anlayarak daha istikrarlı biçimde kurallara uyacaktır. Aynı zamanda ebeveynlerini rol model alarak onlar gibi olmaya çalışacaklardır. 

Kuralları ailecek belirledik, ebeveynler olarak biz istikrarlı ve sabırlı davranıyoruz, kurallara uyuyoruz ancak çocuğumuz kuralları çiğnemekte ısrar ediyor, ne yapalım? Öncelikle net olmalısınız. Kurallar nettir, rica etmez. Ebeveynler de kurallar için rica etmemelidir. Net olmak, sert olmakla karıştırılmamalıdır. ‘’Senden …… yapmanı bekliyorum.’’ şeklinde netlik sağlanabilir. ‘’Lütfen yapar mısın, haydi anneciğim/babacığım yalvarıyorum sana…’’ gibi cümleler kuraların uygulanabilirliğini azaltır. Kurallara uymayan çocuğa fiziksel şiddet uygulamak, bağırmak veya aşağılamak da kuralların uygulanabilirliğini azaltacaktır. Net olmak ancak sert olmamak bunun formülüdür. Çünkü amacımız çocuğu korkutmak değil, kurallara uymasını sağlamaktır. Net bir şekilde ifade etmenize rağmen çocuğunuz kurallara uymayı reddediyorsa, uymadığı kuralın sonucuna katlanması gerekir. Bunu bir örnekle pekiştirelim. Kurallarınızdan birisi, yemeklerin ailecek hep birlikte yenmesi olsun. Sofrayı hazırladınız ancak ortada hiçbir sebep olmamasına rağmen çocuğunuz sofraya gelmeyi reddediyor. Telefon izlemeye devam edeceğini, yemek yemeyeceğini söylüyor. Öncelikle yapmamız gereken ‘’Biliyorsun ki ekran sürenin kuralı 30 dakikaydı. 30 dakikan doldu ve şimdi birlikte yemek yeme vaktimiz. Senden mutfağa gelmeni ve bizimle yemek yemeni istiyorum.’’ şeklinde onu uyarmaktır. Gelmemek konusunda inat etmeye devam ediyorsa ona davranışının sonucunu mutlaka açıklamalısınız. ‘’Şimdi yemek yemeye gelmezsen bir sonraki öğüne kadar tekrardan sofra kurulmayacak ve çok acıkabilirsin. Başın dönebilir, karnın ağrıyabilir…’’. Bu açıklamanıza rağmen gelmemekte ısrar ettiğinde sizler kuralınıza uyarak yemek yemeye gideceğinizi, bir sonraki öğüne kadar ne yazık ki tekrardan sofra kurulmayacağını tekrarlayarak yemeğe geçebilirsiniz. Söylediğiniz gibi bir sonraki öğüne kadar sofra kurmadığınızda davranışının sonuçlarına katlanan çocuğun, bir sonraki öğün için size karşı gelmemesi beklenir. Kararlı ve sabırlı olmak en önemli noktadır.

Çok kısıtlayıcı, hiç kısıtlamayan veya tutarsız olan sınırlar çocukların kişiliklerine yansıyarak onlara zarar verebilir. Dengeli ve tutarlı sınırlar; çocukları tehlikelerden korur, onları güvende tutar. Sınırsız olmayın, sınır siz olun. Sevgilerle.

 

Psikolojik Danışman

Zeynep Özkan Üzen